[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Yazarlarımız ve Hayatları (Türk Yazarları ve Haklarında)
google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad);
ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
2
Ocak 1852’de İstanbul’da doğdu. Hekimbaşı Abdülhak Molla'nın torunu,
tanınmış tarihçi ve Tahran Büyükelçisi Hayrullah Bey'in oğlu. Kısa süre
Rumelihisar Rüşdiyesi’ne devam etti. Yanyalı Tahsin Hoca ile Edremitli
Bahaeddin Efendi'den özel dersler aldı. 1862’de 10 yaşındayken ağabeyi
ile birlikte Paris’e babasının yanına gitti. Bir süre Paris'te eğitim
gördükten sonra 1864'te İstanbul'a döndü. Yaşının küçüklüğüne rağmen
Bab-ı Ali’de tercüme odasına katip olarak girdi. Bir yıl sonra Tahran
Büyükelçiliği’ne atanan babasıyla birlikte İran’a gitti. Farsça
öğrendi. Babasının 1867’de ölümü üzerine İstanbul’a döndü. Maliye
Mühimme Kalemi’ne girdi. Şûra-yı Devlet ve Sadaret kalemleri'nde
çalıştı. 1871'de Fatma Hanım'la evlendi. 1928’de İstanbul Milletvekili
seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldı. 12 Nisan 1937’de
İstanbul’da öldü. Mezarı Zincirlikuyu’da. Şiire 1870'lerde başladı.
Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Namık
Kemal gibi Tanzimat döneminin yeni edebiyatçıları arasında yer aldı.
Yurtdışı görevleri nedeniyle Batı edebiyatçılarını yakından tanıdı,
onların etkisinde kaldı. Divan edebiyatı nazım birimlerinin dışına
çıkmayı denedi. Dize ve uyak düzeninde değişiklikler yaptı. Divan şiiri
konularının dışına çıkmayı denedi. Şiirlerine günlük yaşamı, doğa ve
insan ilişkilerini konu aldı. Lirik, epik ve felsefi şiirler yazdı.
Manzum tiyatro oyunları da kaleme aldı. Ancak bunlar sahnelenmekten çok
okunması amacıyla yazılmış oyunlardı. Yaşadığı dönemde Türk
edebiyatının en büyük şairi sayıldı ve "Şair-i Âzam" ya da "Dahi-i
Âzam" unvanı verildi.
1952
yılında Sivas’ın Hafik ilçesinde doğdu. Lise öğrenimini Ankara’da
tamamladı. Kayseri’de devlet memuru olarak çalıştı, emekliye ayrıldı.
Artık yaşamını Ankara’da sürdürüyor. 1970’li yıllardan itibaren adını
duyuran şairlerimizdendir.
1943
yılında İçel’in Anamur ilçesine bağlı Akine köyünde doğdu. Akşehir
İlköğretmen Okulu’nu bitirdi. İçel’in ilçelerinde öğretmenlik yaptı.
1985 yılında bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Şiirleri 1960’tan
itibaren dergilerde yayımlanmaya başlandı. Asıl kimliğini 1970’li
yıllardan sonra yazdığı şiirleriyle kazandı. Genç şiir kuşağımızın önde
gelen isimleri arasındadır.
1956'da
Rize’de doğdu. Türk Eğitim Derneği Kayseri Koleji’ni ve Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nü
bitirdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde bir süre Sosyal Bilimler
okudu. İstanbul 24 Saat (1991), Batık Aşklar Müzesi (Altın Koza En İyi
Kurgu Ödülü, 1995) adlı sinema filmleriyle, kimi TV dizilerinin
yönetmenliğini üstlendi. Şiirleri, 1976 yılından başlayarak çeşitli
edebiyat ve sanat dergilerinde yayınlandı. Şiirin yanısıra, bir bölümü
Adam Öykü dergisinde Uçurumlar üst-başlığıyla yayımlanmış kısa öyküleri
ve senaryo çalışmaları da var. Kökleri Orhan Veli'ye kadar uzanan duru,
yalın bir söyleyişle yalın şiirler yazdı.
1957'de
Tekirdağ’ın Gazioğlu köyünde doğdu. Liseyi Batman’da bitirdi. 1979’dan
beri İstanbul’da yayıncılık yapıyor. Tekirdağ yöresinin halk
söylenceleri, türkü ve tekerlemelerine modern şiir yöntemleriyle
yaklaştı. Neruda, Paz ve Pesao’nun şiirlerini dilimize çevirdi.
1939'da
Manisa’nın Akhisar ilçesinde dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğrenim
görürken 1967'de Kanada’ya gitti. Montreal üniversitesinin felsefe
bölümünden mezun oldu. Yurda dönüşünde Erzurum ****** Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nde Fransızca okutmanlığına başladı. Aynı üniversite de
doktorasını verdi. 1992’de profesörlüğe yükseldi. İstanbul’da Kavram
Yayınları'nın ve üç aylık Felsefe Dergisinin (ilk sayı Ekim-Aralık
1977) sahip ve yönetmenliğini yaptı. Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul
Devlet Konservatuvarı'nda öğretim üyesi. Yazı alanında adını 1956'da
Vatan gazetesinde yayınlanan "Heykel" adlı öyküsüyle duyurdu. Şiirleri
ve yazıları Yelken, Ataç, Papirüs, Yeni Edebiyat, Varlık, Soyut, Yeni
Ufuklar, Milliyet Sanat, Yazko Edebiyat gibi dergilerde yayınlandı.
Toplumcu dünya görüşüne bağlı, öz ve biçim bakımından bütünleşmiş bir
şiir anlayışı geliştirmeye çalıştı.
1927'de
Diyarbakır’da doğdu, 2 Haziran 1991'de Ankara’da yaşamını yitirdi.
Ortaöğrenimini Diyarbakır Lisesi’nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil
ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü öğrencisiyken 1950’de Türk
Ceza Yasası’nın 141. maddesine aykırı davranmak suçlamasıyla
tutuklandı. 1952’de gizli örgüt kurma iddiasıyla yine tutuklandı. 2 yıl
hepsi hüküm giydi. Cezaevi günleri sona erince Ankara'ya yerleşti. Bir
süre plan kopya teknisyeni olarak çalıştı. Ankara’daki gazeteler ve
dergilerde teknik işlerle uğraşarak yaşamını kazandı. Gazetecilikten
emekliye ayrıldı. İlk şiiri "Millet" dergisinde yayınlandı. Asıl
sanatını ve kişiliğini 1948-1954 arasında Yeryüzü, Beraber, Seçilmiş
Hikayeler, Yeni Ufuklar, Kaynak dergilerinde yayınlanan şiirleriyle
ortaya koydu. Ardından uzun bir suskunluk dönemine girdi. 1968'de tek
kitabı olan "Hasretinden Prangalar Eskittim" yayınlanınca, çok büyük
bir yankı uyandırdı. Kitap yayınlanmasından sonraki 12 yılda 18 baskı
yaptı.
1947'de
Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Ceyhan Lisesi’nde okurken öğrenimini
yarıda bırakmak zorunda kaldı. Çeşitli işlerde çalıştı. Kayseri’de
devlet memurluğu yaptı. Yazın yaşamına 1970’te başladı. Şiir ve
yazıları Hakimiyet Sanat, Saçak, Dönemeç, Somut gibi dergilerde
yayınlandı. İlk şiirlerinde İkinci Yeni akımından etkilendi. Daha sonra
Ahmet Arif ve Nihat Behram'ın doğa betimcilikleri ve ses tonlarından
esintiler taşıyan şiirler yazdı. Yöresel öğelerle bezeli, lirik,
yumuşak şiirleriyle günümüz toplumcu gerçekçi şairlerinin başarılı bir
temsilcisi.
1958'de
Ankara’da doğdu. Çocukluğu ve gençliğinin ilk yılları Akdeniz’in
çeşitli kentlerinde geçti. İlk ve orta öğrenimini de bu kentlerdeki
okullarda tamamladı. Ankara’ya gelip bir akşam lisesinde eğitim yaptı.
Kitapçılık, yayıncılık gibi çeşitli işlerde çalıştı. Gazi Üniversitesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Militan Dergisi'nde
topluca yayınlanan şiirleri ile dikat çekti. Şiirimizin lirzm
zenlikliklerini, özellikle 1960 sonrası yeni toplum şiirini çeşitli
öğeleriyle kaynaştırarak kendisine özgü bir sese ulaştı. Şiirleri
sanatsal değerinin yanısıra ülkede genç insanın yaşadığı dramın bir
güncesi olarak da önem taşır. Söylemindeki karamsarlığının gerisinde
direnin bir yaşama sevinci etkilidir.
1955’te
İzmir’de doğdu. Güzelyalı Müdafaa-i Hukuk İlkokulu, İzmir Bornova
Maarif Koleji ve ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ni bitirdi. Mimarlık ve
reklamcılık yaptı. İlk şiiri Birikim dergisinde yayımlandı. Aynı
yıllarda Yeni İnsan dergisinde müzik yazıları yazdı. Daha sonraları
Defter dergisinde şiir ve yazıları yayınlandı.
23
Haziran 1901’de İstanbul’da doğdu. 24 Ocak 1962’de İstanbul’da yaşamını
yitirdi. Kadı Hüseyin Fikri Efendi'nin oğlu. Baytar Mektebi'ni
bırakarak girdiği Darülfünun-ı Osmani'nin (Bugünkü İstanbul
Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi’nden 1923’te mezun oldu. Erzurum,
Konya ve Ankara'daki liselerde öğretmenlik yaptı. Gazi Terbiye
Enstitüsü'nde (Gazi Eğitim Enstitüsü) edebiyat dersleri verdi. 1933'ten
sonra İstanbul'da Kadıköy Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Güzel
Sanatlar Akademisi’nde sanat tarihi ve estetik dersleri verdi. 1939'da
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan Türk
Edebiyatı Kürsüsü profesörlüğüne getirildi. 1942 ara seçimlerinde
CHP'den Maraş Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne
girdi, üniversitedeki görevinden ayrıldı. 1946 seçimlerinde tekrar aday
gösterilmeyince bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptı. Güzel
Sanatlar Akademisinde tekrar derse girmeye başladı. 1949'da da İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne döndü.
Adını ilk kez "Altın Kitap" dergisinde yayınlanan "Musul Akşamları"
şiiriyle duyurdu. Dergah, Milli Mecmua, Hayat, Görüş, Ülkü, Varlık,
Oluş, Kültür Haftası ve Aile dergilerinde şiirleri yayınlandı. Hece
vezniyle yazdığı bu ilk şiirler, imge zenginliklikleri ve müzikal
nitelikleriyle dikkat çeker. Edebiyat Fakültesi'nde öğrencisi olduğu
Yahya Kemal Beyatlı'dan çok etkilendi. Ama ilk eserlerinde Yahya
Kemal'den çok Ahmet Haşim izleri görülür.
1884’te
Bağdat’ta doğdu, 1933’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Fizan
Mutasarrıfı Arif Hikmet Bey’in oğlu. Çocukluğu Bağdat’ta geçti. 12
yaşında annesinin ölümü üzerine babasıyla birlikte İstanbul’a geldi.
Mektebe-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) yatılı okudu. Tevfik Fikret
ve Ahmed Hikmet Müftüoğlu'nun öğrencisiydi. 1907'de mezun oldu. Bir
süre Reji İdaresi'nde çalıştı. Bir yandan da Hukuk Mektebi'ne devam
etmeye başladı. İzmir Sultanisi Fransızca öğretmenliğine atandı. Hukuk
eğitimini bırakıp İzmir'e gitti. 1912-1914 arasında Maliye Nezareti'nde
çevirmenlik yaptı. 1. Dünya Savaşı yıllarını Çanakkale ve İzmir'de
yedeksubay olarak geçirdi. Mütareke'den sonra İstanbul'a döndü. Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik ve mitoloji öğretmenliği yaptı.
Harp Akademisi ve Mülkiye Mektebi'nde Fransızca dersleri verdi. Düyun-u
Umumiye İdaresi'nde, Osmanlı Bankası'nda çalıştı. Akşam ve İkdam
gazetelerinde köşe yazıları yazdı. 1928'de böbrek rahaksızlığının
tedavisi için yurtdışına gitti ama iyileşemeden döndü. Şiire lise
öğrenciliği yıllarında başladı. İlk şiirlerinde Abdülhak Hamid, Cenap
Şahabettin, özellikle de Tevfik Fikret etkileri görülür.
1901'de
Kudüs’te doğdu, 1967’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. 1929'da İstanbul
Darülfünun'u (üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü
bitirdi. Bir süre Sivas ve Ankara'da edebiyat öğretmenliği yaptı. Sivas
Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim
Müdürlüğü, Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu.
1939'da Seyhan (Adana), 1943'te Urfa milletvekili seçildi. 1947'de
Ankara Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü'ne atandı. 1949'da Paris'e
kültür ateşeliği ve öğrenci müfettişliği göreviyle gönderildi. 1950’de
UNESCO Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Yurda döndükten sonra
Galatasaray Lisesi, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Belediye
Konservatuvarı'nda dersler verdi. Bu görevi ölümüne kadar sürdürdü.
Hece ölçüsüyle yazdığı ilk şiirleri 1921-1925 arasında "Dergah" ve
"Milli Mecmua" gibi dergilerde yayınlandı. Varlık, Oluş, Yücel, Türk
Düşüncesi, Türk Dili ve bir ara kendisinin yönettiği "Ülkü"
dergisindeki şiirleriyle tanındı. Hece ölçüsünde yeni olanaklar aradığı
şiirinde zaman zaman lirik bir dille kişisel duygularını aktardı.
1908'de
İstanbul’da doğdu (Bazı kaynaklara göre 1904 Sinop). 21 Haziran 1980'de
Ankara’da yaşamını yitirdi, Sinop’ta gömüldü. İlkokulu Sinop'ta okudu.
Ankara'ya gelerek, öğretmenleri arasında Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet
Hamdi Tanpınar'ın da bulunduğu Ankara Erkek Lisesi’nden 1930'da mezun
oldu. 1930-1935 arasında Ankara'da Hakimiyet-i Milliye gazetesinde
çalıştı. Anadolu Ajansı, Türkiye İş Bankası yönetim kurulu üyeliği,
Devlet Tiyatrosu Edebi Kurul Başkanlığı gibi üst düzey bürokratik
görevler yaptı. İlk şiiri "Bir Kadına" 1926'da "Muhip Atalay" imzasıyla
Milli Mecmua'da yayınlandı. Servet-i Fünun, Varlık, Çığır, Ataç, Yücel,
Oluş, Ülkü, Şadırvan, Yeni Lisan, Hisar dergilerinde yayınlanan
şiirleriyle Cumhuriyet döneminin etkin şairleri arasına girdi. Hecenin
Beş Şairi ile Garip Akımı arasında yer alır. İlk şiirlerindeki
Baudelaire etkisinden sıyrılarak dil ve üsluba ağırlık verdi. Şiiri
plastik bir söz bütünü haline getirene kadar yoğuran bir şair oldu.
"Olvido", "Kar", "Fahriye Abla" bu oluşumun önemli ve yıllardır
unutulmayan örnekleri. Dıranas, Orhan Veli ve arkadaşlarının çıkışından
sonra unutulmaya başlanan hece şairleri arasında geçerliliğini
yitirmeyen, bir süre sonra da yeniden yüceltilen tek şairdir.
1925’te
İçel’in Tarsus ilçesinde doğdu. Lise öğretiminden sonra İstanbul,
Tarsus ve Silifke’de basımevi işletti. Gazete ve dergiler çıkardı.
Birkaç yıl Özgörü adlı bir edebiyat dergisi yayımladı. Daha sonra
Ankara ve İstanbul’da gazetecilik yaptı. Yazı işlerinde çalıştı. Gazete
yönetiminde görev aldı. 1972’de Türk Dil Kurumu’nun "Basın Dil Ödülü"nü
kazandı. "Basın Onur Kartı" sahibi Caner, 19 Şubat 1977’de İstanbul’da
yaşamını yitirdi.
1933
yılında Bursa İnegöl’de doğdu. Çapa Yüksek Öğretmen Okulu ve İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nü bitirdi. Anadolu’nun
çeşitli kentlerinde öğretmenlik yaptı. Ardından akademik alana yöneldi.
****** Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde
profesörlüğe yükseldi. Öğretmen ve öğretim üyesi olarak binlerce
öğrenci yetiştirdi. Ege Üniversitesi’nde Beşeri ve İktidası Coğrafya
Profesörü iken emekliye ayrıldı. Bilimsel çalışmalarının yanısıra
şiirle de ilgilendi, çeviriler yaptı. Başlangıçta alışılagelmiş
biçimler ve söyleyişlerle romantizmin ağır bastığı şiirler yazdı.
Attilâ İlhan-Cemal Süreyya etkisiyle modern şiire yöneldi. Son dönemde
özellikle gazel türünde özgün, başarılı şiirler yazdı.
21
Ocak 1933’te Ankara’da doğdu. Öğrenimini lisede yarım bırakarak
çalışmaya başladı. Ankara'da İstatistik Genel Müdürlüğü'nde (bugünkü
DİE) görev yaptı. 1961'de Yeni İstanbul gazetesinin Ankara bürosunda
"parlamento muhabiri" olarak profesyonel gazeteciliğe başladı. Ankara
Ekspres, İktisat ve Piyasa, Vatan gibi gazetelerde muhabir olarak
çalıştı. 1975’te İstanbul Radyosu'na geçti. Siyasal iktidar değişince
TRT’den istifa ederek önce Akajans, ardından da Dünya gazetesi haber
müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1978’de yeniden TRT’ye döndü. 1982’de
emekliye ayrıldı. Daha sonra Milliyet gazetesine geçti. 1993'te
yazıişleri müdürlerinden biri olduğu Milliyet’ten de ayrıldı. Yazmaya
ortaokul sıralarında başladı. İlk şiirleri, 1949-1950 arasında "Gerçek"
dergisinde yayınlandı. İlk yazısı 1950'de "Güney" dergisinde çıktı.
"Dişi Kurt" adlı oyunu 1974'te Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahnelendi.
1950'lerde yazdığı şiirlerde Ahmed Arif'ten etkilendiği gözlenirken,
1960'lardan sonra toplumsal gerçekçi bir yaklaşımla İkinci Yeni'ye
yöneldi. Zengin sözcük dağarcığını destansı bir söyleyişle ustaca
değerlendirdi. Şiirinin olgunluk döneminde biçim gösterilerine kaçmadan
yalın bir teknikle yazdı.
google_protectAndRun("ads_core.google_render_ad", google_handleError, google_render_ad);
ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
2
Ocak 1852’de İstanbul’da doğdu. Hekimbaşı Abdülhak Molla'nın torunu,
tanınmış tarihçi ve Tahran Büyükelçisi Hayrullah Bey'in oğlu. Kısa süre
Rumelihisar Rüşdiyesi’ne devam etti. Yanyalı Tahsin Hoca ile Edremitli
Bahaeddin Efendi'den özel dersler aldı. 1862’de 10 yaşındayken ağabeyi
ile birlikte Paris’e babasının yanına gitti. Bir süre Paris'te eğitim
gördükten sonra 1864'te İstanbul'a döndü. Yaşının küçüklüğüne rağmen
Bab-ı Ali’de tercüme odasına katip olarak girdi. Bir yıl sonra Tahran
Büyükelçiliği’ne atanan babasıyla birlikte İran’a gitti. Farsça
öğrendi. Babasının 1867’de ölümü üzerine İstanbul’a döndü. Maliye
Mühimme Kalemi’ne girdi. Şûra-yı Devlet ve Sadaret kalemleri'nde
çalıştı. 1871'de Fatma Hanım'la evlendi. 1928’de İstanbul Milletvekili
seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldı. 12 Nisan 1937’de
İstanbul’da öldü. Mezarı Zincirlikuyu’da. Şiire 1870'lerde başladı.
Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Namık
Kemal gibi Tanzimat döneminin yeni edebiyatçıları arasında yer aldı.
Yurtdışı görevleri nedeniyle Batı edebiyatçılarını yakından tanıdı,
onların etkisinde kaldı. Divan edebiyatı nazım birimlerinin dışına
çıkmayı denedi. Dize ve uyak düzeninde değişiklikler yaptı. Divan şiiri
konularının dışına çıkmayı denedi. Şiirlerine günlük yaşamı, doğa ve
insan ilişkilerini konu aldı. Lirik, epik ve felsefi şiirler yazdı.
Manzum tiyatro oyunları da kaleme aldı. Ancak bunlar sahnelenmekten çok
okunması amacıyla yazılmış oyunlardı. Yaşadığı dönemde Türk
edebiyatının en büyük şairi sayıldı ve "Şair-i Âzam" ya da "Dahi-i
Âzam" unvanı verildi.
ABDÜLKADİR BUDAK
1952
yılında Sivas’ın Hafik ilçesinde doğdu. Lise öğrenimini Ankara’da
tamamladı. Kayseri’de devlet memuru olarak çalıştı, emekliye ayrıldı.
Artık yaşamını Ankara’da sürdürüyor. 1970’li yıllardan itibaren adını
duyuran şairlerimizdendir.
ABDÜLKADİR BULUT
1943
yılında İçel’in Anamur ilçesine bağlı Akine köyünde doğdu. Akşehir
İlköğretmen Okulu’nu bitirdi. İçel’in ilçelerinde öğretmenlik yaptı.
1985 yılında bir trafik kazasında yaşamını yitirdi. Şiirleri 1960’tan
itibaren dergilerde yayımlanmaya başlandı. Asıl kimliğini 1970’li
yıllardan sonra yazdığı şiirleriyle kazandı. Genç şiir kuşağımızın önde
gelen isimleri arasındadır.
ADNAN AZAR
1956'da
Rize’de doğdu. Türk Eğitim Derneği Kayseri Koleji’ni ve Ankara
Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü’nü
bitirdi. Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde bir süre Sosyal Bilimler
okudu. İstanbul 24 Saat (1991), Batık Aşklar Müzesi (Altın Koza En İyi
Kurgu Ödülü, 1995) adlı sinema filmleriyle, kimi TV dizilerinin
yönetmenliğini üstlendi. Şiirleri, 1976 yılından başlayarak çeşitli
edebiyat ve sanat dergilerinde yayınlandı. Şiirin yanısıra, bir bölümü
Adam Öykü dergisinde Uçurumlar üst-başlığıyla yayımlanmış kısa öyküleri
ve senaryo çalışmaları da var. Kökleri Orhan Veli'ye kadar uzanan duru,
yalın bir söyleyişle yalın şiirler yazdı.
ADNAN ÖZER
1957'de
Tekirdağ’ın Gazioğlu köyünde doğdu. Liseyi Batman’da bitirdi. 1979’dan
beri İstanbul’da yayıncılık yapıyor. Tekirdağ yöresinin halk
söylenceleri, türkü ve tekerlemelerine modern şiir yöntemleriyle
yaklaştı. Neruda, Paz ve Pesao’nun şiirlerini dilimize çevirdi.
AFŞAR TİMUÇİN
1939'da
Manisa’nın Akhisar ilçesinde dünyaya geldi. İstanbul Üniversitesi
Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğrenim
görürken 1967'de Kanada’ya gitti. Montreal üniversitesinin felsefe
bölümünden mezun oldu. Yurda dönüşünde Erzurum ****** Üniversitesi Tıp
Fakültesi’nde Fransızca okutmanlığına başladı. Aynı üniversite de
doktorasını verdi. 1992’de profesörlüğe yükseldi. İstanbul’da Kavram
Yayınları'nın ve üç aylık Felsefe Dergisinin (ilk sayı Ekim-Aralık
1977) sahip ve yönetmenliğini yaptı. Mimar Sinan Üniversitesi İstanbul
Devlet Konservatuvarı'nda öğretim üyesi. Yazı alanında adını 1956'da
Vatan gazetesinde yayınlanan "Heykel" adlı öyküsüyle duyurdu. Şiirleri
ve yazıları Yelken, Ataç, Papirüs, Yeni Edebiyat, Varlık, Soyut, Yeni
Ufuklar, Milliyet Sanat, Yazko Edebiyat gibi dergilerde yayınlandı.
Toplumcu dünya görüşüne bağlı, öz ve biçim bakımından bütünleşmiş bir
şiir anlayışı geliştirmeye çalıştı.
AHMED ARİF
1927'de
Diyarbakır’da doğdu, 2 Haziran 1991'de Ankara’da yaşamını yitirdi.
Ortaöğrenimini Diyarbakır Lisesi’nde tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil
ve Tarih Coğrafya Fakültesi Felsefe Bölümü öğrencisiyken 1950’de Türk
Ceza Yasası’nın 141. maddesine aykırı davranmak suçlamasıyla
tutuklandı. 1952’de gizli örgüt kurma iddiasıyla yine tutuklandı. 2 yıl
hepsi hüküm giydi. Cezaevi günleri sona erince Ankara'ya yerleşti. Bir
süre plan kopya teknisyeni olarak çalıştı. Ankara’daki gazeteler ve
dergilerde teknik işlerle uğraşarak yaşamını kazandı. Gazetecilikten
emekliye ayrıldı. İlk şiiri "Millet" dergisinde yayınlandı. Asıl
sanatını ve kişiliğini 1948-1954 arasında Yeryüzü, Beraber, Seçilmiş
Hikayeler, Yeni Ufuklar, Kaynak dergilerinde yayınlanan şiirleriyle
ortaya koydu. Ardından uzun bir suskunluk dönemine girdi. 1968'de tek
kitabı olan "Hasretinden Prangalar Eskittim" yayınlanınca, çok büyük
bir yankı uyandırdı. Kitap yayınlanmasından sonraki 12 yılda 18 baskı
yaptı.
AHMET ADA
1947'de
Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu. Ceyhan Lisesi’nde okurken öğrenimini
yarıda bırakmak zorunda kaldı. Çeşitli işlerde çalıştı. Kayseri’de
devlet memurluğu yaptı. Yazın yaşamına 1970’te başladı. Şiir ve
yazıları Hakimiyet Sanat, Saçak, Dönemeç, Somut gibi dergilerde
yayınlandı. İlk şiirlerinde İkinci Yeni akımından etkilendi. Daha sonra
Ahmet Arif ve Nihat Behram'ın doğa betimcilikleri ve ses tonlarından
esintiler taşıyan şiirler yazdı. Yöresel öğelerle bezeli, lirik,
yumuşak şiirleriyle günümüz toplumcu gerçekçi şairlerinin başarılı bir
temsilcisi.
AHMET ERHAN
1958'de
Ankara’da doğdu. Çocukluğu ve gençliğinin ilk yılları Akdeniz’in
çeşitli kentlerinde geçti. İlk ve orta öğrenimini de bu kentlerdeki
okullarda tamamladı. Ankara’ya gelip bir akşam lisesinde eğitim yaptı.
Kitapçılık, yayıncılık gibi çeşitli işlerde çalıştı. Gazi Üniversitesi
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Militan Dergisi'nde
topluca yayınlanan şiirleri ile dikat çekti. Şiirimizin lirzm
zenlikliklerini, özellikle 1960 sonrası yeni toplum şiirini çeşitli
öğeleriyle kaynaştırarak kendisine özgü bir sese ulaştı. Şiirleri
sanatsal değerinin yanısıra ülkede genç insanın yaşadığı dramın bir
güncesi olarak da önem taşır. Söylemindeki karamsarlığının gerisinde
direnin bir yaşama sevinci etkilidir.
AHMET GÜNTAN
1955’te
İzmir’de doğdu. Güzelyalı Müdafaa-i Hukuk İlkokulu, İzmir Bornova
Maarif Koleji ve ODTÜ Mimarlık Fakültesi’ni bitirdi. Mimarlık ve
reklamcılık yaptı. İlk şiiri Birikim dergisinde yayımlandı. Aynı
yıllarda Yeni İnsan dergisinde müzik yazıları yazdı. Daha sonraları
Defter dergisinde şiir ve yazıları yayınlandı.
AHMET HAMDİ TANPINAR
23
Haziran 1901’de İstanbul’da doğdu. 24 Ocak 1962’de İstanbul’da yaşamını
yitirdi. Kadı Hüseyin Fikri Efendi'nin oğlu. Baytar Mektebi'ni
bırakarak girdiği Darülfünun-ı Osmani'nin (Bugünkü İstanbul
Üniversitesi) Edebiyat Fakültesi’nden 1923’te mezun oldu. Erzurum,
Konya ve Ankara'daki liselerde öğretmenlik yaptı. Gazi Terbiye
Enstitüsü'nde (Gazi Eğitim Enstitüsü) edebiyat dersleri verdi. 1933'ten
sonra İstanbul'da Kadıköy Lisesi'nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Güzel
Sanatlar Akademisi’nde sanat tarihi ve estetik dersleri verdi. 1939'da
İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde yeni kurulan Türk
Edebiyatı Kürsüsü profesörlüğüne getirildi. 1942 ara seçimlerinde
CHP'den Maraş Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne
girdi, üniversitedeki görevinden ayrıldı. 1946 seçimlerinde tekrar aday
gösterilmeyince bir süre Milli Eğitim Müfettişliği yaptı. Güzel
Sanatlar Akademisinde tekrar derse girmeye başladı. 1949'da da İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’ne döndü.
Adını ilk kez "Altın Kitap" dergisinde yayınlanan "Musul Akşamları"
şiiriyle duyurdu. Dergah, Milli Mecmua, Hayat, Görüş, Ülkü, Varlık,
Oluş, Kültür Haftası ve Aile dergilerinde şiirleri yayınlandı. Hece
vezniyle yazdığı bu ilk şiirler, imge zenginliklikleri ve müzikal
nitelikleriyle dikkat çeker. Edebiyat Fakültesi'nde öğrencisi olduğu
Yahya Kemal Beyatlı'dan çok etkilendi. Ama ilk eserlerinde Yahya
Kemal'den çok Ahmet Haşim izleri görülür.
AHMET HAŞİM
1884’te
Bağdat’ta doğdu, 1933’te İstanbul’da yaşamını yitirdi. Fizan
Mutasarrıfı Arif Hikmet Bey’in oğlu. Çocukluğu Bağdat’ta geçti. 12
yaşında annesinin ölümü üzerine babasıyla birlikte İstanbul’a geldi.
Mektebe-i Sultani'de (Galatasaray Lisesi) yatılı okudu. Tevfik Fikret
ve Ahmed Hikmet Müftüoğlu'nun öğrencisiydi. 1907'de mezun oldu. Bir
süre Reji İdaresi'nde çalıştı. Bir yandan da Hukuk Mektebi'ne devam
etmeye başladı. İzmir Sultanisi Fransızca öğretmenliğine atandı. Hukuk
eğitimini bırakıp İzmir'e gitti. 1912-1914 arasında Maliye Nezareti'nde
çevirmenlik yaptı. 1. Dünya Savaşı yıllarını Çanakkale ve İzmir'de
yedeksubay olarak geçirdi. Mütareke'den sonra İstanbul'a döndü. Devlet
Güzel Sanatlar Akademisi'nde estetik ve mitoloji öğretmenliği yaptı.
Harp Akademisi ve Mülkiye Mektebi'nde Fransızca dersleri verdi. Düyun-u
Umumiye İdaresi'nde, Osmanlı Bankası'nda çalıştı. Akşam ve İkdam
gazetelerinde köşe yazıları yazdı. 1928'de böbrek rahaksızlığının
tedavisi için yurtdışına gitti ama iyileşemeden döndü. Şiire lise
öğrenciliği yıllarında başladı. İlk şiirlerinde Abdülhak Hamid, Cenap
Şahabettin, özellikle de Tevfik Fikret etkileri görülür.
AHMET KUTSİ TECER
1901'de
Kudüs’te doğdu, 1967’de İstanbul’da yaşamını yitirdi. 1929'da İstanbul
Darülfünun'u (üniversitesi) Edebiyat Fakültesi Felsefe bölümünü
bitirdi. Bir süre Sivas ve Ankara'da edebiyat öğretmenliği yaptı. Sivas
Milli Eğitim Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı Yüksek Öğrenim
Müdürlüğü, Talim ve Terbiye Kurulu üyeliği görevlerinde bulundu.
1939'da Seyhan (Adana), 1943'te Urfa milletvekili seçildi. 1947'de
Ankara Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü'ne atandı. 1949'da Paris'e
kültür ateşeliği ve öğrenci müfettişliği göreviyle gönderildi. 1950’de
UNESCO Merkez Yönetim Kurulu üyeliği yaptı. Yurda döndükten sonra
Galatasaray Lisesi, Devlet Güzel Sanatlar Akademisi ve Belediye
Konservatuvarı'nda dersler verdi. Bu görevi ölümüne kadar sürdürdü.
Hece ölçüsüyle yazdığı ilk şiirleri 1921-1925 arasında "Dergah" ve
"Milli Mecmua" gibi dergilerde yayınlandı. Varlık, Oluş, Yücel, Türk
Düşüncesi, Türk Dili ve bir ara kendisinin yönettiği "Ülkü"
dergisindeki şiirleriyle tanındı. Hece ölçüsünde yeni olanaklar aradığı
şiirinde zaman zaman lirik bir dille kişisel duygularını aktardı.
AHMET MUHİP DIRANAS
1908'de
İstanbul’da doğdu (Bazı kaynaklara göre 1904 Sinop). 21 Haziran 1980'de
Ankara’da yaşamını yitirdi, Sinop’ta gömüldü. İlkokulu Sinop'ta okudu.
Ankara'ya gelerek, öğretmenleri arasında Faruk Nafiz Çamlıbel ve Ahmet
Hamdi Tanpınar'ın da bulunduğu Ankara Erkek Lisesi’nden 1930'da mezun
oldu. 1930-1935 arasında Ankara'da Hakimiyet-i Milliye gazetesinde
çalıştı. Anadolu Ajansı, Türkiye İş Bankası yönetim kurulu üyeliği,
Devlet Tiyatrosu Edebi Kurul Başkanlığı gibi üst düzey bürokratik
görevler yaptı. İlk şiiri "Bir Kadına" 1926'da "Muhip Atalay" imzasıyla
Milli Mecmua'da yayınlandı. Servet-i Fünun, Varlık, Çığır, Ataç, Yücel,
Oluş, Ülkü, Şadırvan, Yeni Lisan, Hisar dergilerinde yayınlanan
şiirleriyle Cumhuriyet döneminin etkin şairleri arasına girdi. Hecenin
Beş Şairi ile Garip Akımı arasında yer alır. İlk şiirlerindeki
Baudelaire etkisinden sıyrılarak dil ve üsluba ağırlık verdi. Şiiri
plastik bir söz bütünü haline getirene kadar yoğuran bir şair oldu.
"Olvido", "Kar", "Fahriye Abla" bu oluşumun önemli ve yıllardır
unutulmayan örnekleri. Dıranas, Orhan Veli ve arkadaşlarının çıkışından
sonra unutulmaya başlanan hece şairleri arasında geçerliliğini
yitirmeyen, bir süre sonra da yeniden yüceltilen tek şairdir.
AHMET NADİR CANER
1925’te
İçel’in Tarsus ilçesinde doğdu. Lise öğretiminden sonra İstanbul,
Tarsus ve Silifke’de basımevi işletti. Gazete ve dergiler çıkardı.
Birkaç yıl Özgörü adlı bir edebiyat dergisi yayımladı. Daha sonra
Ankara ve İstanbul’da gazetecilik yaptı. Yazı işlerinde çalıştı. Gazete
yönetiminde görev aldı. 1972’de Türk Dil Kurumu’nun "Basın Dil Ödülü"nü
kazandı. "Basın Onur Kartı" sahibi Caner, 19 Şubat 1977’de İstanbul’da
yaşamını yitirdi.
AHMET NECDET
1933
yılında Bursa İnegöl’de doğdu. Çapa Yüksek Öğretmen Okulu ve İstanbul
Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nü bitirdi. Anadolu’nun
çeşitli kentlerinde öğretmenlik yaptı. Ardından akademik alana yöneldi.
****** Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü’nde
profesörlüğe yükseldi. Öğretmen ve öğretim üyesi olarak binlerce
öğrenci yetiştirdi. Ege Üniversitesi’nde Beşeri ve İktidası Coğrafya
Profesörü iken emekliye ayrıldı. Bilimsel çalışmalarının yanısıra
şiirle de ilgilendi, çeviriler yaptı. Başlangıçta alışılagelmiş
biçimler ve söyleyişlerle romantizmin ağır bastığı şiirler yazdı.
Attilâ İlhan-Cemal Süreyya etkisiyle modern şiire yöneldi. Son dönemde
özellikle gazel türünde özgün, başarılı şiirler yazdı.
AHMET OKTAY
21
Ocak 1933’te Ankara’da doğdu. Öğrenimini lisede yarım bırakarak
çalışmaya başladı. Ankara'da İstatistik Genel Müdürlüğü'nde (bugünkü
DİE) görev yaptı. 1961'de Yeni İstanbul gazetesinin Ankara bürosunda
"parlamento muhabiri" olarak profesyonel gazeteciliğe başladı. Ankara
Ekspres, İktisat ve Piyasa, Vatan gibi gazetelerde muhabir olarak
çalıştı. 1975’te İstanbul Radyosu'na geçti. Siyasal iktidar değişince
TRT’den istifa ederek önce Akajans, ardından da Dünya gazetesi haber
müdürlüğü görevlerini yürüttü. 1978’de yeniden TRT’ye döndü. 1982’de
emekliye ayrıldı. Daha sonra Milliyet gazetesine geçti. 1993'te
yazıişleri müdürlerinden biri olduğu Milliyet’ten de ayrıldı. Yazmaya
ortaokul sıralarında başladı. İlk şiirleri, 1949-1950 arasında "Gerçek"
dergisinde yayınlandı. İlk yazısı 1950'de "Güney" dergisinde çıktı.
"Dişi Kurt" adlı oyunu 1974'te Ankara Devlet Tiyatrosu'nda sahnelendi.
1950'lerde yazdığı şiirlerde Ahmed Arif'ten etkilendiği gözlenirken,
1960'lardan sonra toplumsal gerçekçi bir yaklaşımla İkinci Yeni'ye
yöneldi. Zengin sözcük dağarcığını destansı bir söyleyişle ustaca
değerlendirdi. Şiirinin olgunluk döneminde biçim gösterilerine kaçmadan
yalın bir teknikle yazdı.