2 Ocak 1852’de
İstanbul’da doğdu. Hekimbaşı Abdülhak Molla'nın torunu, tanınmış
tarihçi ve Tahran Büyükelçisi Hayrullah Bey'in oğlu. Kısa süre
Rumelihisar Rüşdiyesi’ne devam etti. Yanyalı Tahsin Hoca ile Edremitli
Bahaeddin Efendi'den özel dersler aldı. 1862’de 10 yaşındayken ağabeyi
ile birlikte Paris’e babasının yanına gitti. Bir süre Paris'te eğitim
gördükten sonra 1864'te İstanbul'a döndü. Yaşının küçüklüğüne rağmen
Bab-ı Ali’de tercüme odasına katip olarak girdi. Bir yıl sonra Tahran
Büyükelçiliği’ne atanan babasıyla birlikte İran’a gitti. Farsça
öğrendi. Babasının 1867’de ölümü üzerine İstanbul’a döndü. Maliye
Mühimme Kalemi’ne girdi. Şûra-yı Devlet ve Sadaret kalemleri'nde
çalıştı. 1871'de Fatma Hanım'la evlendi. 1928’de İstanbul Milletvekili
seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldı. 12 Nisan 1937’de
İstanbul’da öldü. Mezarı Zincirlikuyu’da. Şiire 1870'lerde başladı.
Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Namık
Kemal gibi Tanzimat döneminin yeni edebiyatçıları arasında yer aldı.
Yurtdışı görevleri nedeniyle Batı edebiyatçılarını yakından tanıdı,
onların etkisinde kaldı. Divan edebiyatı nazım birimlerinin dışına
çıkmayı denedi. Dize ve uyak düzeninde değişiklikler yaptı. Divan şiiri
konularının dışına çıkmayı denedi. Şiirlerine günlük yaşamı, doğa ve
insan ilişkilerini konu aldı. Lirik, epik ve felsefi şiirler yazdı.
Manzum tiyatro oyunları da kaleme aldı. Ancak bunlar sahnelenmekten çok
okunması amacıyla yazılmış oyunlardı. Yaşadığı dönemde Türk
edebiyatının en büyük şairi sayıldı ve "Şair-i Âzam" ya da "Dahi-i
Âzam" unvanı verildi.
İstanbul’da doğdu. Hekimbaşı Abdülhak Molla'nın torunu, tanınmış
tarihçi ve Tahran Büyükelçisi Hayrullah Bey'in oğlu. Kısa süre
Rumelihisar Rüşdiyesi’ne devam etti. Yanyalı Tahsin Hoca ile Edremitli
Bahaeddin Efendi'den özel dersler aldı. 1862’de 10 yaşındayken ağabeyi
ile birlikte Paris’e babasının yanına gitti. Bir süre Paris'te eğitim
gördükten sonra 1864'te İstanbul'a döndü. Yaşının küçüklüğüne rağmen
Bab-ı Ali’de tercüme odasına katip olarak girdi. Bir yıl sonra Tahran
Büyükelçiliği’ne atanan babasıyla birlikte İran’a gitti. Farsça
öğrendi. Babasının 1867’de ölümü üzerine İstanbul’a döndü. Maliye
Mühimme Kalemi’ne girdi. Şûra-yı Devlet ve Sadaret kalemleri'nde
çalıştı. 1871'de Fatma Hanım'la evlendi. 1928’de İstanbul Milletvekili
seçildi ve ölünceye kadar milletvekili olarak kaldı. 12 Nisan 1937’de
İstanbul’da öldü. Mezarı Zincirlikuyu’da. Şiire 1870'lerde başladı.
Ebüzziya Tevfik, Recaizade Mahmut Ekrem, Samipaşazade Sezai, Namık
Kemal gibi Tanzimat döneminin yeni edebiyatçıları arasında yer aldı.
Yurtdışı görevleri nedeniyle Batı edebiyatçılarını yakından tanıdı,
onların etkisinde kaldı. Divan edebiyatı nazım birimlerinin dışına
çıkmayı denedi. Dize ve uyak düzeninde değişiklikler yaptı. Divan şiiri
konularının dışına çıkmayı denedi. Şiirlerine günlük yaşamı, doğa ve
insan ilişkilerini konu aldı. Lirik, epik ve felsefi şiirler yazdı.
Manzum tiyatro oyunları da kaleme aldı. Ancak bunlar sahnelenmekten çok
okunması amacıyla yazılmış oyunlardı. Yaşadığı dönemde Türk
edebiyatının en büyük şairi sayıldı ve "Şair-i Âzam" ya da "Dahi-i
Âzam" unvanı verildi.